Şanlıurfa OSB Atıksu Geri Dönüşümü Verimlilik Projesi

İstanbul Medeniyet Üniversitesi (Prof. Dr. Erkan Şahinkaya)’nin danışmanlığında Karacadağ Kalkınma Ajansı desteği ile GTE’nin yürütücüsü olduğu “Atıksu Geri Dönüşümü Verimlilik Projesi” Dünya Bankası Finansmanlı Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi finansal destek programının öncelikleriyle uyumlu şekilde yürütülmektedir.

Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi ile su kaynaklarının etkin ve verimli yönetiminin sağlanmasını amaçlayan projenin ülkemizde sanayinin yeşil dönüşümü için de güzel örneklerden bir tanesi olması hedeflenmektedir. SUOSB’de üretilen atıksuların geri kazanılması için mevcut teknolojiler irdelenerek ön tasarımları yapılmış ve yaklaşık yatırım ile işletme maliyetleri hesaplanarak projenin ekonomik, teknik ve çevresel açıdan değerlendirildiği fizibilite çalışmaları yapılmıştır.

Fizibilite raporunun tam haline aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Şanlıurfa OSB Atıksu Geri Dönüşümü Verimlilik Projesi Fizibilite Raporu

Çerkezköy OSB Atıksu Geri Kazanım Projesi

Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) bünyesinde faaliyet gösteren tekstil, kimya, elektronik ve gıda gibi birçok sektörden kaynaklanan atıksuları geri kazanılmasını hedefleyen proje de GTE teknik danışman olarak yer almaktadır. Proje sonucunda geri kazanılan atıksuyun OSB bünyesindeki firmalarda proses suyu olarak kullanılması amaçlanmaktadır.

Dünya Bankası’nın Yeşil OSB programı çerçevesinde, ÇOSB’da ilk etapta 25.000 m³/gün kapasiteye sahip bir atıksu geri kazanım tesisi kurulacaktır. Üretilen atıksuyun geri kazanılarak, ÇOSB bünyesindeki 17 firma için ikincil bir su kaynağı olarak kullanılması planlanmaktadır. Böylece, su kaynakları üzerindeki baskının azaltılması ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine katkı sağlanması öngörülmektedir. Bu doğrultuda, kapsamlı bir fizibilite çalışması yürütülmektedir. Çalışma sonucunda, projenin teknik, ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerinin değerlendirildiği detaylı çıktılar sunulması planlanmaktadır.

Türkiye Gübre Sektörü için Düşük Karbonlu ve İklim Dirençli Yol Haritası

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) tarafından finanse edilen GTE ve ESCON firmalarının teknik yüklenici, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yararlanıcı olarak yer aldığı “Türkiye Gübre Sektörü için Düşük Karbonlu ve İklim Dirençli Yol Haritası” projesi ile Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ve karbonsuzlaşma hedefleri doğrultusunda Türk gübre sektörü için bir yol haritasının belirlenmesi ve bu bağlamda Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sağlanması amaçlanmaktadır.

Proje kapsamında mevcut durum ve emisyon azaltım senaryoları analiz edilerek; geliştirilecek sera gazı ve politika etkileşim modeli ile AB Emisyon Ticaret Sistemi ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının etkileri incelenecektir. Türkiye’de önde gelen gübre üreticisi firmalar, ilgili kamu kurumları, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının katkı sağlayacağı çalışmada orta ile uzun vadeli gelecekte karbonsuzlaşmaya yönelik sektör için yatırım ve teknoloji ihtiyaçları hakkında net sonuçlar elde edilecektir.

 

GTE Şimdi de İngiltere’de!

Londra ofisimizle artık İngiltere’de de hizmet veriyoruz. Ar-Ge, inovasyon ve dijitalleşme odaklı yeni iş modelimizle paydaşlarımız için ilhamveren sürdürülebilirlik çözümleri geliştirirken hizmet yelpazemizi ve değer önerilerimizi çeşitlendiriyoruz.

Bizi takip edin!

Soma Bölgesel Isıtma Sistemi, Gold Standard Sertifikası Almaya Hak Kazandı

2011 yılında EÜAŞ ve Soma Belediyesi tarafından başlatılan, sonrasında ise Manisa büyükşehir Belediyesi ve özelleştirme sonrası santrali devralan Soma Termik Santral elektrik Üretim A.Ş. tarafından devam ettirilen proje kapsamında, termik santralden elde edilen ısının, kentsel ısıtmada kullanılması sağlandı. Proje, sera gazı azaltımının yanısıra, bölgedeki hava kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulundu.

Ocak 2014-Mayıs 2015 tarihleri arasında 954 konut eşdeğeri (KE) binada kullanılan sistem, ilk yılında yaklaşık 60bin ton karbondioksit eşdeğeri azaltım sağladı. Proje kapsamında 2018 yılı itibarı ile yaklaşık 8 bin aboneye ulaşılmış durumda. Yeni yatırımlar ile toplamda 22.000 KE binaya ulaşılması hedefleniyor. Proje, tam kapasiteye ulaştığında, sağlanacak yıllık sera gazı azaltımı 1 milyon tonun üzerinde olması bekleniyor.

Proje, bölgesel ısıtma projeleri arasında Gold Standard emisyon azaltım sertifikası almaya hak kazanan Türkiye’de ilk, dünyada ise sayılı projelerden birisi oldu.

Proje ile ilgili detaylı bilgi için TIKLAYINIZ.

 

Bursa BB Hafif Raylı Sistem II Aşama Projesi Karbon Sertifikası Almaya Hak Kazandı

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından finanse edilen Hafif Raylı Sistem II. Aşama projesi, sera gazı azaltım sertifikalandırma sürecini tamamlayarak, Türkiye’de bir belediye tarafından gerçekleştirilen ilk gönüllü karbon projesi oldu. Proje, aynı zamanda ulaştırma alanında emisyon azaltım sertifikası alan Türkiye’de ilk proje, dünyada ise sayılı projelerden birisi oldu.

Danışman ekibinde GTE’nin yerel ortak olarak çalışmalar yürüttüğü projenin tescil işlemleri, 2013 yılı aralık ayında doğrulanmış karbon standardı (Verified Carbon Standard) tarafından tamamlanmış olup, Temmuz 2015-Haziran 2016 arasındaki ilk izleme döneminde sağlanan sera gazı azaltımları yine bağımsız kuruluşlar tarafından doğrulanmıştır. 2017 yılı ocak ayında tamamlanan çalışma kapsamında bu dönem içerisinde sağlanan sera gazı azaltımı 7.092 ton karbon dioksit eşdeğeri olarak hesaplanmış ve sertifikalandırılmıştır.  Söz konusu proje, kamu kuruluşu tarafından gerçekleştirilen ilk proje olmasının yanı sıra, ulaştırma alanında da gerçekleştirilen ilk projesi olması nedeniyle, benzer kuruluşlar ve projeler için önemli bir örnektir.

Projenin detayları ve çalışma kapsamında hazırlanan raporlar ve doğrulama raporlarına ulaşmak için TIKLAYINIZ.

The Climate Registry: Yenilenebilir Enerji Sertifikaları (RECs) ve Ofsetler Önemli Karbonsuzlaştırma Araçlarıdır

The Climate Registry: Yenilenebilir Enerji Sertifikaları (RECs) ve Ofsetler Önemli Karbonsuzlaştırma Araçlarıdır

Oldukça küçük ancak dünyaya açılmış bir organizasyon olan The Climate Registry (TCR) kar amacı gütmeyen, seragazı raporlama programları dizayn eden ve yürüten bir kurum. Dünyanın pek çok yerinde hükümetlere seragazı ölçümü, raporlaması ve doğrulaması konularında danışmanlık hizmeti sunuyor.

İlk basamak “ölçüm”

“İklim değişikliğine sebep olan etkilerinizi azaltmak için öncelikle referans hattınızın ne olduğunu anlamalısınız” diyor TCR’nin Yürütücü Direktörü David Rosenheim. TCR tam da buradan hareketle salım raporlama, salım azaltım veya Yenilenebilir Enerji Sertifikaları (RECs), karbon ofsetleri gibi azaltım tedbirleri ve bunların tutarlılığı üzerine bir rehber niteliğindeki Genel Raporlama Protokolü’nü tasarladı.

Diğer tüm üye şirketleri gibi TCR de seragazı salımlarını yıllık olarak ölçüyor. Misyonu ile tutarlı olacak şekilde salımlarını daha da azaltacak yolları arayan TCR’nin salımlarının en büyük kaynağını şirket seyahatleri oluşturmakta. Bu kaleme dair azaltım tedbirleri ise oldukça sınırlı kalıyordu.

Yenilenebilir Enerji Sertifikalarının (RECs) ve ofsetlerin karbonsuzlaştırma araçları arasındaki rolleri

TCR’nin iş seyahatlerinden doğan salımları azaltmak amaçlı ilk yaptığı şey telekonferanslara ağırlık vermek olmuş. Engellenemeyen salımlar için Yenilenebilir Enerji Sertifikalarının (RECs) ve ofsetlerin kullanımı tercih ediyorlar ve bunu iyi uygulama olarak öneriyorlar.

2015 yılında politika takımları tarafından yapılan bir öneriye dayanarak Kapsam 1 salımlarını (şirket tarafından sahip olunan ve kontrol edilen kaynaklardan doğan salımlar) ve piyasa temelli Kapsam 2 salımlarını (satın alınan elektrik, ısı veya buhardan doğan salımlar) azaltmak adına ilk kez için Yenilenebilir Enerji Sertifikası (RECs) ve ofset kredileri satın alan TCR, iklim değişikliği ile anlamlı bir mücadele için gereken agresif karbonsuzlaştırma hedeflerini yakalamak için enerji verimliliğinin tek başına yeterli olmayacağının altını çiziyor. Rosenheim Yenilenebilir Enerji Sertifikalarının (RECs) ve ofset kredilerinin bu ihtiyaca en iyi yanıt olabileceğini düşündüğünü söylüyor.

Satın alınan bu sertifikaların ve ofsetlerin kalitesi ve meşruiyetinden emin olunması için mutlaka saygın bir kaynaktan sağlanması gerekiyor. Bu noktada inceleme elzem.

Küçük şirketler çözümün önemli bir parçası

Küçük bir organizasyon olan TCR’nin toplam seragazı salımları görece az. “Ancak büyük ya da küçük her şirketin önemi ve çabasının değeri büyük” diyor Rosenheim.

“Sorumlu bir şirket olmak yalnızca büyük şirketlerin misyonu değil” diyen Rosenheim, küçük şirketlerin iklim değişikliği ile mücadelede önemli role sahip olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “ekonomik değer yaratan çıktıların ve istihdamın yarısı küçük şirketlerden geliyor ve bu şirketlerin iklim değişikliği ile mücadele bağlamında yaptıkları hem bireysel hem de toplam olarak kritik”.

(Bu yazının orijinaline şu adresten ulaşabilirsiniz)

GTE Carbon bu bağlamda ne öneriyor?

Türkiye’deki şirketler ilk kez yenilenebilir enerji tüketimlerini sertifikalandırılmış ve güvenilir şekilde yapabilecek imkana sahip. Yeşil enerji piyasasında  öncü şirketlerden ECOHZ ve GTE Carbon işbirliği ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikasyon (I-REC) Standardı Türkiye’de operasyonları bulunan şirketlerin yenilenebilir enerji tüketimlerini dokümante etmelerine olanak tanımaktadır. Bu konuya dair habere buradan ulaşabilirsiniz.

Şimdi Türkiye’de: Yenilenebilir Enerji, I-REC Standardı ile Sertifikalandırılabiliyor

ECOHZ  tarafınca yayımlanan basın bülteninden alınmıştır / 21 Nisan 2016, Oslo

“Türkiye’deki şirketler ilk kez yenilenebilir enerji tüketimlerini sertifikalandırılmış ve güvenilir şekilde yapabilecekler. Yeşil enerji piyasasında  öncü şirketlerden ECOHZ ve GTE Carbon işbirliği ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikasyon (I-REC) Standardı Türkiye’de operasyonları bulunan şirketlerin yenilenebilir enerji tüketimlerini dokümante etmelerine olanak tanıyor.”

“Avrupa ve Kuzey Amerika dışında operasyonları olan uluslararası şirketler gittikçe artan şekilde yenilenebilir enerji tüketimlerini dokümante etme ihtiyacı içindeler” şeklinde konuşan ECOHZ Yönetici Direktörü Tom Lindberg “I-REC’in bu ihtiyaca yönelik bir yanıt verdiğini belirtiyor. Yenilenebilir enerji  tüketimi artık I-REC Standardı ile Türkiye’de de sertifika ihtiyacına yanıt verecek. Bu, şimdiye dek mümkün değildi.”

Türkiye’de düzenlene ilk I-REC 2011 yılında yetkilendirilmiş Bayramhacılı HES projesi kapsamında oldu. Kurulu gücü 48 MW olan santralin yıllık üretimi 166 GWh. Proje geliştiricisi GTE Carbon proje sahibi adına I-REC sertifikasyon sürecini yönetiyor ve sertifikaların satışından sorumlu.

“Türkiye’nin endüstriyel enerji talebi ekonomik büyüme ve nüfus artışıyla paralel olarak artmaktadır” diyen GTE Carbon Genel Direktörü Kemal Demirkol, Türkiye’de yenilenebilir enerjiye olan talebin arttığını fakat güvenilir bir sertifikasyon ve izleme şemasının olmaması nedeni ile bu ihtiyacın karşılanmasına yönelik sıkıntılar yaşandığını belirtti. I-REC sayesinde Türkiye’deki şirketler yenilenebilir enerji tüketimlerini sertifikalandırarak seragazı salımlarını ve iklim değişikliği eylemlerini bildirdikleri GHG Protokolü ve CDP programlarına bu durumu güvenilir şekilde raporlayabilecekler.

 I-REC Hakkında:

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikasyon Standardı (I-REC) yenilenebilir enerjiden karşılanan tüketimin belgelendirilmesine yönelik geliştirilmiş standarttır.  I-REC sayesinde şirketler ilk kez Avrupa ve Kuzey Amerika dışındaki operasyonlarında kullandıkları elektriği yenilenebilir kaynaklardan karşıladıklarını belgelendirebilirler. I-REC bağımsız, şeffaf ve uluslararası paydaşlar tarafından tanınan bir standarttır. I-REC Asya, Latin Amerika ve Afrika piyasalarında mevcudiyet göstermektedir.

http://www.internationalrec.org

Basın bülteninin tamamına bağlantıdan ulaşabilirsiniz: http://www.ecohz.com/facts-news/press-releases/21-april-2016-now-available-in-turkey-renewable-power-documented-with-the-new-i-rec-standard/#[:en]Press Release by ECOHZ / 21 April 2016, Oslo

“For the first time ever, companies in Turkey can purchase renewable energy and document it. ECOHZ, a pioneer in the green power market, in cooperation with GTE Carbon, is the first to offer green power documented by the International REC Standard (I-REC) to companies with offices or plants in Turkey.”

“International companies operating outside of Europe and North America increasingly want to document that the electricity they use comes from renewable energy sources,” says Tom Lindberg, Managing Director of ECOHZ. “I-REC solves a big problem for companies committed to using renewable electricity in locations all around the world. Thanks to I-REC, companies in Turkey now have an internationally valid tracking system to document their green power consumption. Something which hasn’t been available until now.”

The first I-RECs issued in Turkey are from Bayramhacili, a hydropower plant commissioned in 2011. The plant has an installed capacity of 48 MW and its annual production is 166 GWh. GTE Carbon is the developer of the project and handles the production and sale of the I-RECs on behalf of the project owner.

“Turkey has a growing industrial energy demand in line with the increased economic and population growth,” says Kemal Demirkol, Managing Director in GTE Carbon. “Demand for renewable electricity is increasing in Turkey but there has not been a reliable certification or monitoring scheme in place. By issuing I-RECs in Turkey we can now meet the companies’ demand to report and disclose their greenhouse gas emissions according to international standards such as the Greenhouse Gas Protocol and CDP programs.”

About I-REC

The International REC Standard (I-REC) is a new green power standard that documents renewable energy consumption.

  • I-REC enables companies, for the first time, to purchase electricity from renewable energy sources for operations outside Europe and North America.
  • I-REC is an independent and transparent standard, recognized by key international stakeholders
  • I-REC is available in select markets in Asia, Latin America and Africa.

http://www.internationalrec.org

Read the original piece here: http://www.ecohz.com/facts-news/press-releases/21-april-2016-now-available-in-turkey-renewable-power-documented-with-the-new-i-rec-standard/#

“Kurumsal İklim Hedefleri Çağı Başladı!
Siz Hazır mısınız? “Kurumsal İklim Hedefleri Çağı Başladı! Siz Hazır mısınız?

“Kurumsal İklim Hedefleri Çağı Başladı.” Siz Hazır mısınız?

(Yazan: Arif Cem Gündoğan)

İklim değişikliği ile mücadelede şirketlerin rolü ve sorumluluğu artarak devam ediyor. GTE Carbon olarak bu bağlamdaki faaliyetleri küresel ölçekte teşvik etmek için başlatılan Bilim Temelli Hedefler Girişimini sizlerle paylaşmak istedik.

CDP (Carbon Disclosure Project) geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından kurumsal iklim hedefleri çağının başladığını duyurdu ve “Bilime Dayalı Hedefler” adlı bir girişimi tanıtan bilgilere yer verdi. CDP’nin yakın zamanda kaleme aldığı bir rapora göre Global 500 şirketlerinin %81’i enerji ve/veya sera gazı salımları odaklı bir hedef belirlemiş durumda. Ancak aynı raporda bu hedeflerin çoğunun insan kaynaklı iklim değişikliği problemi ile başa çıkabilmek için bilimin ortaya koyduğu rakamlarla pek uyumlu olmadığı da belirtiliyor.

Bilim Temelli Hedefler Girişimi

sbt

Şirketlerin iklim değişikliği problemi ile mücadelede daha anlamlı ve etkin katkılar sunabilmesini teşvik etmek amacı ile CDP, UNGC (UN Global Compact), WRI (World Resources Institute) ve WWF (World Wildlife Fund) yeni bir küresel girişim başlattı. Bilim Temelli Hedefler Girişimi’nin (Science Based Targets Initiative) ana hedefi şirketlerin sera gazı salım azaltım hedeflerini iklim bilime daha çok kulak veren ve daha iddialı seviyelere çekebilmek. Girişimin ulaşmak istediği alt hedeflerse şöyle özetlenmekte:

1. 2015 sonu itibari ile alanında lider en azından 100 şirketin iklim biliminin öngördüğü ölçüce iddialı azaltım hedefleri üstlenmesi,
2. 2020 itibari ile alanında lider 250 şirketin sera gazı salım azaltım hedefleri üstlenmesi ve bunları kamuoyu ile paylaşması,
3. Girişimin politika yapıcılara ve karar verici mercilere şirketlerin iklim değişikliği ile mücadelede neleri başardıklarını göstererek uluslararası ilim müzakerelerini olumlu yönde etkilemek.

Peki, Nedir Bilim Temelli Hedefler?

Girişim bilim temelli hedef kavramının tanımı “küresel sıcaklık ortalamasındaki artışı yüzyıl sonunda maksimum 2°C ile sınırlandırabilmeye ilişkin iklim biliminin ortaya koyduğu rakamlar doğrultusunda azaltım hedefleri belirlemek” şeklinde yapmakta. Burada iklim bilimine dair en kabul gören ve meşru çalışma Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) güncel akademik literatürü düzenli ve kapsamlı şekilde derleyip sunduğu Değerlendirme Raporları (Assessment Report – AR).

Neden Böyle Bir İhtiyaç Var?

Her geçen yıl karbon ayak izlerini hesaplayan, sera gazı envanterlerini kamuya açık şekilde paylaşan şirketlerin sayısının arttığı gözlemlenmekte. 2003-2014 yılları arasında CDP raporlaması yağan şirket sayısının 20 katına çıkması aslında gidişatı tek başına özetleyebilecek bir istatistik. Bu şirketlerin %75’inin sera gazı azaltım hedefleri belirledikleri belirtiliyor. Fakat “We Mean Business” adlı çatı kuruluşun yaptığı araştırmaya göre bu şirketlerin çok az bir kısmı uzun vadeli ve iklim biliminin ortaya koyduğu bulguların ışığında azimli bir niteliğe sahip. Dünyadaki en fazla sera gazı salımı yapan ve CDP raporlaması yapan 70 şirketin incelendiği bir başka çalışmaya göre ise bu şirketlerin 1/3’ünün bir sera gazı azaltım hedefi yok; diğer 1/3’lük kısmının ise iklim bilimi ile çelişen niteliğe sahip hedefleri var. Bu bulgular bize şirketlerin iklim değişikliği ile mücadelede her geçen gün daha aktif bir rol üstlenmeye başladıklarını ancak bu çabanın bilimin öngördüğüne henüz yakın seviyede olmadığının sinyallerini vermekte.

Yine de umutlu olmak için örnekler var. Paris Anlaşması üzerinde uzlaşı sağlanan iklim zirvesi COP21 sürecinde 114 şirketin bilim temelli hedefler belirlediğini açıklayan İklim Temelli Hedefler Girişimi bu çabaların hızla arttığını rapor ediyor. Coca-Cola, Dell, Enel, General Mills, Kellogg, NRG Energy, Procter & Gamble, Sony, ve Thalys gibi küresel devlerin girişim içerisinde onaylanmış hedefler ile yer aldıklarını da belirtmek gerek.

Daha Ayrıntılı Bilgiye Nereden Ulaşabiliriz?

Bilim Temelli Hedefler Girişimi şirketlerin konuya dair daha ayrıntılı bilgi edinebilmesi ve kendilerine yönelik bilim temelli hedefleri nasıl belirleyebileceklerine dair adım adım işlenmiş bir yol haritasına göz atabilmeleri için bir de rehber hazırlığı içerisinde. Bu rehber şu anda kamuoyunun yorumlarına açık halde erişilebilir halde. Nihai sürüm henüz oluşturulmadı ancak güncellemelere şu adresten ulaşmak mümkün: http://sciencebasedtargets.org/

Şimdi Ne Yapabiliriz?

İşe Bilim Temelli Hedefler Girişimi sitesinde bulunan katkı mektubu formatını edinerek ve inceleyerek başlamak ilk basamak. Şirketinizin bu mektubu girişime iletmesi bilim temelli bir sera gazı azaltım hedefi belirleme niyetinizi resmileştiren bir adım olacak. İkinci adım bir hedef belirlenmesi süreci. Niyet mektubunu ilettikten sonraki iki yıllık bir süre dâhilinde bilim temelli azaltım hedefini geliştirmeniz beklenmekte. Hedefinizi belirledikten sonra bunu kamuoyu ile paylaşmanız, bunu “hedef kontrol formu” aracılığı ile girişim sekretaryasına iletmeniz gerekiyor. Böylelikle Bilim Temelli Hedefler Girişimi hedefinizin bilimsel niteliğini belirli kriterlere göre inceleyip onay verebilecek. Bu kontrol süreci olumlu olursa şirketinizin ismi sciencebasedtargets.org adresinde ve girişimin bütün iletişim faaliyetlerinde yer alabilecek. Bu kriterlerin neler olduğuna gelecek olursak:

• Kapsam: Belirlenecek azaltım hedefinin Sera gazları Protokol Kurumsal Standardına (GHG PCS) uyumlu ve standartta belirlenmiş tüm sera gazlarını kapsayan şekilde belirlenmiş olması gerekmekte. Ayrıca şirketin Kapsam 1 ve Kapsam 2 salımlarına yönelik hazırlanmış olması şart.
• Zaman Dilimi: Hedefin kamuoyuna paylaşıldığı andan itibaren minimum 5 yıl maksimum 15 yıl sonrasına yönelik belirlenmiş olması gerekmekte.
• İddia Seviyesi: Küresel sıcaklık ortalamasındaki artışı yüzyıl sonunda maksimum 2°C ile sınırlandırabilmeye ilişkin iklim biliminin ortaya koyduğu rakamlar doğrultusunda azaltım hedefi belirlenmesi gerekiyor. Bu noktada daha anlaşılır bir yönlendirme için girişim ayrıntılı bir rehber hazırlığı içerisinde. (Eğer Kapsam 3 salımları toplamın %40’ından fazlasını ifade ediyorsa, Kapsam 3 salımları üzerine de iddialı bir azaltım hedefi belirlenmesi beklenmekte.)
• Gönüllü Katkılar: Şirketler zorunlu olmamakla beraber uzun vadeli (örneği 2050) azaltım hedefleri belirlemeye davet ediliyor. Azaltım hedeflerinin “mutlak” ve “yoğunluk” (intensity) temelli olması teşvik edilmekte.

Kapsam 1,2 ve 3 Sera Gazı Salımları Özetle Ne Demek?

Kapsam 1: Şirkete ait olan ya da tarafından işletilen direkt sera gazı salımları.
Kapsam 2: Elektrik, merkezî ısıtma, buhar ve soğutma işlemleri tüketimlerine bağlı dolaylı sera gazı salımları.
Kapsam 3: Şirketin önemli derecede kontrolü ve etkisi altında bulunan (örneğin tedarik zinciri) tüm dolaylı ve oluşmuş sera gazı salımları.

Finans Kuruluşları Ne Yana Düşer?

Bilim Temelli Hedefler Girişimi finans kuruluşlarını da Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı salımları ve dahi yatırım aktiviteleri ile ilgili hedefler belirlemeye davet etmekte. Ancak girişim, finans kuruluşlarının Kapsam 3 salımlarını değerlendirmek için üzerinde uzlaşılmış bir değerlendirme yöntemi olmadığı için bu kapsamdaki hedefleri onaylayamayacak.

GTE Carbon Size Bu Konuda Nasıl Destek Olabilir?

GTE Carbon olarak verdiğimiz hizmetler arasında kurumların iklim değişikliği nedeniyle karşı karşıya kaldıkları risklerin tespiti ve yönetimi; karbon ayak izlerinin ve sera gazı envanterinin hesaplanması olduğu gibi uluslararası raporlama süreçlerine danışmanlık desteği de sağlamaktayız. Bu bağlamda Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne aktif katılımınıza dair birlikte çalışmaktan memnuniyet duyarız. Ayrıntılı bilgi ve referanslarımız için www.gte.com.tr adresi veya info@gte.com.tr aracılığı ile bize ulaşabilirsiniz.[:]

Muğla için Su Ayak İzi Çalışmaları Devam Ediyor

Muğla Belediyesi ile birlikte yürüttüğümüz Muğla İli’nin Kentsel Su Ayak İzi ve Muğla Belediyesi Kurumsal Su Ayak İzi çalışması yoğun veri toplama, veri analizi ve değerlendirme çalışmaları ile devam etmektedir. Proje kapsamında su ayak izine neden olan önemli kaynaklar tespit edilerek, mavi, yeşil ve gri su ayak izlerinin il çerçevesinde tanımlanması amaçlanmaktadır.

Günlük aktivitelerimizden kaynaklanan su tüketimlerimizi hesaplayabilmek için bu proje kapsamında Muğla’ya özgü su ayak izi hesaplama modülü geliştirilme aşamasında olup, modül kapsamında doğrudan su kullanımına ek olarak tüketilen yiyecek, içecek ve yakıt bilgileri kullanılarak dolaylı su ayak izi hesaplamaları Muğla’ya özgü bir şekilde sunulması hedeflenmektedir[:en]Available only in Turkish