EÜAŞ İklim Değişikliğinin Termik Enerji Üretimine Etkisi Özet Raporu Yayınlandı

İklim değişikliğinin sonucu olarak artan hava ve su sıcaklığı ve su miktarındaki azalma ve artmalar, termik santrallerin verimini düşürmekte ve faaliyetlerinin kesintiye uğramasına neden olmaktadır.  Oluşan ekonomik kayıpların ve arz güvenliğinde yaşanan sıkıntıların yanı sıra,  düşen santral verimleri daha fazla yakıt tüketimine ve sera gazı salımına neden olmaktadır. İklim değişikliğinin enerji üretimine etkilerinin tespiti ve bu etkilerin azaltılmasına yönelin çalışmalar büyük önem kazanmaktadır.

Türkiye’de EÜAŞ ve GTE Karbon tarafından geliştirilen ve İngiltere Büyükelçiliği Refah Fonu tarafından desteklenen proje çerçevesinde iklim değişikliğinin termik santrallerindeki elektrik üretimine etkisi üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Söz konusu çalışmaların sonucu olarak,  Su ve Enerji ilişkisinin EÜAŞ’a ait santraller seviyesinde detaylı olarak incelendiği raporun elektrik üretim sektöründe yönlendirici bir etki yapması beklenmektedir. Raporun detaylarını hazırlanan özet raporda bulabilirsiniz.

http://www.euas.gov.tr/Documents/iklim_degisikliginin_termik_enerji_uretimine_etkisi.pdf[:]

İklim Değişikliği & Enerji Sektöründe Risk Yönetimi Etkinliği Tamamlandı

İngiltere Büyükelçiliği’nin desteği ile EÜAŞ tarafından yürütülen ve GTE Carbon’un danışmanlığını yaptığı “İklim Değişikliğine Dirençli Termal Enerji Üretimi” projesinin çıktılarının da paylaşıldığı “İklim Değişikliği & Enerji Sektöründe Risk Yönetimi Etkinliği” 28 Nisan Salı günü Ankara Mövenpick Otel’de gerçekleştirilen çalıştay ile tamamlandı.

Yurtiçi ve yurt dışından kamu kurumları, akdemisyenler ve özel sektör temsilcilerinden yaklaşık 70 kişinin yer aldığı çalıştayda iklim değişikliği ve beraberinde getirdiği sorunların enerji sektörü üzerindeki etkileri konusunda sunumlar katılımcılar ile paylaşıldı. Düzenlenen çalıştay sayesinde Türkiye’deki enerji sektörünün geleceği, dünyadaki iyi uygulamalar ve deneyimler de incelenerek geniş bir çerçevede değerlendirilme imkanı yaratıldı.

Çalıştayda paylaşılan sunumlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

1. Oturum

Arzu Kocatürk – İklim Değişikliği Projeksiyonları

Ayşe Yıldırım Coşgun – İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi

Murat Hardalaç – İklim Değişikliğine İlişkin Yapılan Çalışmalar

Orhan Solak – Adaptation to Climate Change

2. Oturum

Mücahit Sav – İklim Değişikliğinin Elektrik Üretimine Etkisi

Kasırga Yıldırak – İklim Profili, Mekansal Bilgi, Tarımda Risk Yönetimi ve Tarım Sigortaları

Kemal Demirkol – İklim Değişikliğine Dirençli Enerji Üretimi

Mark Workman – Climate Change and Risk Management in the Energy Sector

3. Oturum

Patrick Woods – Infrastructure Flood Resilience

Peter Spalding – Management of Water Footprint and Water Risk at GDF SUEZ_EN

Peter Spalding – Management of Water Footprint and Water Risk at GDF SUEZ_TR

Richenda Connell – Experience on Building Climate Resilience in the Energy Sector

Richenda Connell – Experience on Building Climate Resilience in the Energy Sector_TR

Craig Davies – Managing Climate Risks in Energy Sector Investments_EN

Craig Davies – Managing Climate Risks in Energy Sector Investments_TR

28 Nisan İklim Değişikliği & Enerji Sektöründe Risk Yönetimi Etkinliği

Dünyada olduğu kadar ülkemizde de karşılaştığımız sel, kuraklık, hortum gibi aşırı hava olaylarının tahmin edilebilirliği azalırken şiddeti ve sıklığı artmaktadır. Bu durum, insan yaşamı ile birlikte ekonomik faaliyetlerimize zarar vermekte, iklim değişikliğine uyum ve dayanıklılığın (adaptation & resilience) artırılmasına yönelik çalışmaların hız kazanması gerekliliğine dikkat çekmektedir.

Doğal kaynaklarımıza bağlı olarak faaliyet gösteren enerji sektörünün de iklim değişikliğine bağlı olan etki ve risk değerlendirmesini en kısa zamanda yapıp, gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Bu bağlamda, EÜAŞ , Mayıs 2014- Mart 2015 tarihlerinde, GTE Carbon yürütücülüğü ve İngiltere Büyükelçiliği’nin finansal desteği ile “Sürdürülebilir Ekonomik Kalkınma ve  Enerji Güvenliği için İklim Değişikliğine Dirençli Termal Enerji Üretimi” projesini gerçekleştirmiştir.

Proje çıktılarının paylaşılacağı toplantıda kamu sektöründe devam etmekte olan iklim değişikliği ve uyum ile ilgili çalışmalar ile yurtdışında enerji sektörünün konu ile ilgili gerçekleştirdiği faaliyetlere yer verilecektir.

Etkinlik 28 Nisan Salı günü Mövenpick Hotel Ankara’da gerçekleştirilecektir.

Etkinlik Programı

II. İstanbul Karbon Zirvesi

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği tarafından 2-3 Nisan tarihlerinde bu yıl ikincisi düzenlenen İstanbul Karbon Zirvesi’ne yurtiçi ve yurt dışından geniş bir katılım sağlandı. Kamu kurumları, iş dünyası temsilcileri ile akademisyen ve öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği zirvenin “Karbon Nötr” sponsorluğunu ise GTE Carbon üstlendi.

Grand Cevahir Hotel Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ödül töreninde GTE Carbon Projeler Direktörü M. Kemal Demirkol’a, GTE Carbon ve EÜAŞ’ın birlikte yürüttüğü “İklim Değişikliğine Dirençli Termik Santraller” projesinin çıktılarını paylaştığı sunumunun ardından bir de plaket verildi.

 

 

İklim ve Çevre Dostu Muğla

GTE Carbon’un danışmanlığını yaptığı “ İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı” proje kapsamında Muğla Büyükşehir Belediyesi,  paydaşların da katılımı ile bir çalıştay düzenliyor.

16.04.2015 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde saat: 10.00’da başlayacak olan çalıştayda GTE Carbon ekibiyle beraber, çalıştaya sunumları ile katkıda bulunacak katılımcıların listesi şu şekilde;

M. Kemal Demirkol / GTE Carbon Projeler Direktörü

Prof. Dr. Tayfun Büke / Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Teknoloji Fakültesi / Enerji Sistemleri Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Çalıştayda aynı zamanda Muğla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yine GTE Carbon tarafından danışmanlığı yapılmış olan Muğla’nın Karbon Ayak İzi projesi kapsamında sunumlar gerçekleştirecek.

 

 

“İklim Dostu Erzurum” – Proje Kapanış Toplantısı 3 Kasım’da yapıldı

Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın finansal desteği ve Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi öncülüğünde “İklim Dostu Erzurum: Erzurum İli Karbon Yönetimi Ve Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı Önçalışması” tamamlanmıştır. 3 ay süren proje, GTE Carbon tarafından yürütülmüştür. Proje çerçevesinde, Erzurum İli’nin uluslararası standart ve kılavuzlara göre karbon ayakizi hesaplanmış ve raporlanmıştır. Ayrıca, Avrupa Belediye Başkanları Akti (Covenant of Mayors) tarafından üye kentlerden talep edilen Emisyon Azaltım Eylem Planı ve Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı önçalışması da kente yol gösterici olması hedefi ile hazırlanmıştır.

Proje hakkında Erzurum İli ve çevresinde farkındalık yaratmak, bilgi paylaşımı ve görüş alış-verişini sağlayabilmek, ayrıca, sonra yapılabilecek çalışmaları görüşmek amacı ile kapanış toplantısı düzenlenmiştir. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin konuk olarak katıldığı toplantıda, geçmiş yıllarda Erzurum’da enerji verimliliği ve hava kalitesi alanlarında yapılmış çalışmalar da aktarılmıştır.

Toplantı sunumlarına aşağıda belirtilen sunum başlıklarından ulaşabilirsiniz.

Gündem

14:00-14:15 Açılış Konuşmaları
14:15-14:30 İklim Değişikliği ve Kentler

Doç. Dr. Zeynep EREN
Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Yöneticisi

14:30-14:45 Erzurum’un Karbon Ayakizi ve Çalışma Sonuçları

Zeren ERİK
Projeler Yöneticisi, GTE Carbon

14:45-15:00 Türkiye’den Örnek Şehir:

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde İklim ve Enerjide Sürdürülebilirlik Çalışmaları

Esra ERGÜN
Çevre Mühendisi

15:00-16:00

 

Erzurum’da Enerji Verimliliği ve Hava Kalitesi Konusunda Yapılan Çalışmalar

Erzurum’da Binalarda Enerji Verimliliği Teşviği Projesi

Bülent CİNDİL
Binalarda Enerji Verimliliği Uzmanı

Atatürk Üniversitesi’nde Güneş, Kojen/Trijen ve Verimli Sokak Aydınlatması Fizibilite Çalışması

Arif KUNAR
Yönetici Ortak, VEN ESCO

Erzurum Temiz Hava Eylem Planı

İsmail Yusuf GÖDEKMERDEN
Çevre Mühendisi, Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

16:15 Soru- Cevap ve Kapanış

Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik’ e GTE Carbon ile Hazırlanın

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Sera Gazı Emisyonlarının Takibi (SGET),  Hakkında Yönetmelik” 17 Mayıs 2014 tarih ve 29003 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2012 yılında yürürlüğe konmuş olan yönetmeliği geçersiz kılan yeni yönetmelik çerçevesinde kapsam dahilinde olan tesisler 1 Ekim 2014 tarihine kadar izleme planlarını onaylanmak üzere Bakanlığa iletmekle yükümlüdürler. Bu tesisler, 1 Ocak 2015 tarihinden başlayarak yıllık sera gazı emisyonlarını izleyecekler ve 30 Nisan 2016 tarihine kadar doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporlarını Bakanlığa sunacaklardır.

Bu kapsam dahilinde, sadece izleme raporlarının hazırlanması değil, yıllık raporlamaların da kolay, doğru ve tutarlı bir şekilde hazırlanmasına yönelik olarak tesislere ihtiyaçları doğrultusunda kapsamlı çalışmalar sunan GTE Carbon, uzman ekibi ile  aşağıdaki konularda hizmet sunmaktadır:

–          İzleme planlarının hazırlanması

–          Yıllık emisyon raporlarının hazırlanması

–          Yönetmelik boşluk analizinin yapılması

–          Veri toplama, izleme ve muhafaza sistemleri hakkında danışmanlık

–          Eğitim

GTE Carbon, bugüne kadar farklı pek çok sektörden 40’a yakın firma ile 80 kadar emisyon azaltım ve karbon ticareti projesi gerçekleştirmiş, 20 kadar SGET/ EU ETS, ISO 14064 ve CDP raporlaması çerçevesinde proje yürütmüştür. 2012 yılından bu yana SGET kapsamında hizmet veren firmamız, başta enerji, kağıt ve gıda olmak üzere tesislere mevzuata hazırlık çalışmaları konusunda destek vermiş; tesis izleme raporları hazırlamış ve ilgili personele kapsamlı eğitimler vermiştir.

Sera Gazı Emisyonları Takibi İle İlgili Broşür için TIKLAYINIZ.

Yönetmelik hakkında detaylı bilgi almak için GTE Carbon ile İLETİŞİM‘e geçebilirsiniz.

İklim Değişikliğinin Termik Santral Verimliliğine Etkisi Araştırılacak

İklim değişikliği kaynaklı etkilerin termik santral performans kriterlerinde yaratabileceği olumsuz etkilerin araştırılmasının hedeflendiği proje çalışması başlatılmıştır. Proje çıktılarının elektrik üretim tesisi yatırımları, mevcut tesislerin rehabilitasyonu ve uyum açısından dikkate değer sonuçlar vermesi ve ülkemiz iklim kuşağındaki ülkeler için de rehber olması beklenmektedir.

EÜAŞ termik santrallarından tesis yeri, teknoloji ve kondense soğutma tipi temelinde yapılan seçimle belirlenen tesisler üzerinde durum çalışması ve risk değerlendirmesi yapılacaktır.Özellikle su varlıklarına bağlı değişikler ile aşırı hava olaylarına bağlı riskler üzerinde detay çalışma yürütülecektir. Projenin, Türkiye’deki tüm termik enerji üreticileri için önemli çıktılar sunması beklenmektedir.

EÜAŞ ve GTE Carbon ortaklığında yürütülecek projede türbin kondense soğutma suyu olarak kullanılan su kaynaklarında görülebilecek yüzey sıcaklık artışı, yüksek buharlaşma kaybı, ortam sıcaklığının ortalamaların üzerinde seyretmesi ve benzeri olumsuzluk ve kısıtların santral işletmelerinde yaratacağı verim ve üretim kaybı risk değerlendirmesi çalışılacaktır. Proje sonuçlarının elektrik arz güvenliği bağlamında farkındalık yaratacağı beklenmektedir.

Dünyada, iklim değişikliği adaptasyonu anlamındaki iyi uygulamalar, strateji ve mevzuat çalışmalarının da inceleneceği çalışma sonunda suya bağlı riskler ve iklim değişikliğine uyum konusunda teknik ve stratejik önlemlerden meydana gelen öneriler sunulacaktır. Çalışma kapsamında, iki kömürlü termik santral detaylı analize tabi tutulacak ve bir anlamda termik santrallerin su ayakizi örneği ortaya konacaktır.

Projemiz, İngiliz New Caste Universitesi İnşaat Mühendisliği ve Yer Bilimleri Bölümü’nden akademisyenler ve Dünya Bankası’na danışmanlık yapan risk değerlendirme uzmanları ile ortaklaşa yürütülecektir. Proje finansmanı, İngiltere Büyükelçiliği, Refah Fonu tarafından sağlanmaktadır.

Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik

Bildiğiniz üzere, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Sera Gazı Emisyonlarının Takibi (SGET),  Hakkında Yönetmelik” 17 Mayıs 2014 tarih ve 29003 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2012 yılında yürürlüğe konmuş olan yönetmeliği geçersiz kılan yeni yönetmelik çerçevesinde kapsam dahilinde olan tesisler 1 Ekim 2014 tarihine kadar izleme planlarını onaylanmak üzere Bakanlığa iletmekle yükümlüdürler. Bu tesisler, 1 Ocak 2015 tarihinden başlayarak yıllık sera gazı emisyonlarını izleyecekler ve 30 Nisan 2016 tarihine kadar doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporlarını Bakanlığa sunacaklardır.

Bu kapsam dahilinde, sadece izleme raporlarının hazırlanması değil, yıllık raporlamaların da kolay, doğru ve tutarlı bir şekilde hazırlanmasına yönelik olarak tesislere ihtiyaçları doğrultusunda kapsamlı çalışmalar sunan GTE Carbon, uzman ekibi ile  aşağıdaki konularda hizmet sunmaktadır:

–          İzleme planlarının hazırlanması

–          Yıllık emisyon raporlarının hazırlanması

–          Yönetmelik boşluk analizinin yapılması

–          Veri toplama, izleme ve muhafaza sistemleri hakkında danışmanlık

–          Eğitim

GTE Carbon, bugüne kadar farklı pek çok sektörden 40’a yakın firma ile 80 kadar emisyon azaltım ve karbon ticareti projesi gerçekleştirmiş, 20 kadar SGET/ EU ETS, ISO 14064 ve CDP raporlaması çerçevesinde proje yürütmüştür. 2012 yılından bu yana SGET kapsamında hizmet veren firmamız, başta enerji, kağıt ve gıda olmak üzere tesislere mevzuata hazırlık çalışmaları konusunda destek vermiş; tesis izleme raporları hazırlamış ve ilgili personele kapsamlı eğitimler vermiştir.

17 Mayıs 2014’te yayımlanan yönetmeliğin ardından firmaların beklediği “İzleme ve Raporlama Kılavuzu” ile ilgili Tebliğ ile izleme raporuna ait formatın, yakında Bakanlık tarafından yayınlanması beklenmektedir.

Yönetmelik hakkında detaylı bilgi almak için GTE Carbon ile İLETİŞİM‘e geçebilirsiniz.

İklim Değişikliği Müzakereleri- COP 19

İklim Değişikliği Müzakereleri- COP 19

2009 yılında Kopenhag’da başarısızlıkla ve Kyoto sürecinin sekteye uğraması ile beklenti seviyeleri iyice düşen İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar Konferansı’nın 19.’su (COP-19) 11- 22 Kasım 2013 tarihlerinde Polonya’nın Varşova kentinde gerçekleştirildi.

190 ülkeden 9.000 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen zirve, eşzamanlı olarak Varşova’da düzenlenen “İklim ve Kömür Zirvesi”nin gölgesinde başladı. Gelişmiş ülkelerle iklim finansmanı, yeni piyasa bazlı mekanizmalar ve zarar-kayıp telafi mekanizması gibi konularda çıkmazlara giren tartışmalar, Avusturalya ve Japonya’nın emisyon azaltım hedefini daha düşük düzeylere çekmesi ile birlikte en tepe noktasına vardı. Bunun üzerine G77 Ülkeleri, Çin ve sivil toplum örgütleri toplantıyı terk ettiler.

Türkiye de zirveye hiçbir resmi temsilci göndermemesi, İklim Değişikliği Dairesini kapatması sebebi ile “Günün Fosili” ülkeler arasındaki yerini aldı.

COP-19’un amacı Durban Yol Haritası’nda kararlaştırıldığı gibi 2020’den itibaren yürürlüğe konması beklenen “protokol, yasal doküman ya da kararlaştırılmış bir sonuç hakkında rapor oluşturmaktı.

Zirveden öne çıkan bazı başlıklar ve gelişmeler şöyle:

  • “Taahhüt” (commitment)  sözcüğü yazılı metinlerden çıkarılarak “katkı” (contribution) kelimesi kullanılmaya başlandı. Ülkelerin hedef süreleri de esnek olabilecek. Bu da, 2015’te Paris’te kesinleşmesi beklenen ve 2020’den itibaren geçerli olacak iklim rejiminde Kyoto Protokolü gibi yasal olarak bağlayıcı yükümlülükler yerine, ülkelerin kendi politika ve ekonomilerine uygun “katkılar” ile bir ulusal program ortaya koyacağı durumunu biraz daha güçlendiren bir gelişme.  Hali hazırdaki politikalar ile ortalama yaklaşık 4 derecelik bir sıcaklık artışına doğru giden dünyamızda (“güvenli” artış seviyesi 2 derece), liderler yine bilimin ortaya serdiği gerçeklere ve uyarılara kulak tıkamış oldular.
  • Bu çerçevede, 2020’den itibaren artık bütün ülkeleri içine alan bir sistemin kurulması bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerin katkılarını “NAMA” (ulusal olarak uygun azaltım eylem planları) dahilinde sunmaları ve şeffaf bir MRV (izleme, raporlama, doğrulama) sistemi ile finansman desteği alabilmeleri planlanıyor.
  • Tarihsel olarak emisyonlardan sorumlu olan gelişmiş ülkelerin, şu anda iklim değişikliğinin etkilerini güçlü bir şekilde yaşayan ancak tedbir almak ve uyum çalışmaları gerçekleştirmek için yeterli kaynağa sahip olmayan az gelişmiş ya da fakir ülkelerin kayıp-zararlarının telafi edilebilesine yönelik olarak “kayıp-zarar telafi fonu” oluşturulması üzerine ortak bir metin zirvenin son gecesi oluşturulabildi. Buna göre, 2014 yılından itibaren kalkınmış ülkelerin iklim değişikliğinden zarar gören ülkelere bilgi ve fon aktarmaya başlamasını öngörülüyor ancak çok net ifadelerin olmadığı metin sebebi ile bu konudaki beklentiler de düşük.
  • Yeni piyasa tabanlı mekanizmalar konusunda gelişme kaydedilemedi.
  • Her zaman olduğu gibi gelişmiş ülkelerin resmi sözcüleri, zirveyi “2015’te anlaşmaya varılması kararlaştırılan yeni anlaşmanın yol haritasını oluşturmada zor ama kilit konularda başarılı” olarak tanımlarken sivil toplum kuruluşları ile az gelişmiş ülkeler sonucun 2015 için umut vaat etmediklerimi ifade ettiler.
  • Karbon piyasaları açısından bakıldığında zirve, piyasanın toparlanmasına yardımcı olabilecek sinyaller vermekten uzaktı. Bu durumda, özellikle 2011’den bu yana düşüş eğiliminde olan karbon piyasalarının, ülkemizde ya da dünyada büyük bir sürpriz olmaz ise,  en iyi ihtimalle 2015 zirvesine kadar bu trendi devam ettirebileceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.