İstanbul Metropolitan Alanı Karbon Ayakizi Raporu Yayınlandı

İstanbul Metropolitan Alanı Karbon Ayakizi Raporu Yayınlandı

Dünyanın en büyük megakentlerinden biri olan Istanbul Metropoliten Alanı’nın 2010 yılı için karbon ayakizi 43.826.098 ton CO2 olarak açıklandı. Açıklanan karbon ayakizi uluslararası metodolojilere ve standartlara göre hazırlanan ve kamu ile paylaşılan ilk rapor olma niteliğini taşıyor.

Istanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü, GTE Carbon, ERM (www.erm.com) ve İTÜ’den Doç. Dr. Alper Ünal tarafından yürütülen çalışmada İstanbul’daki emisyonların yaklaşık %35’inin konutlarda tüketilen elektrik ve ısınma amaçlı doğalgaz ve kömürden kaynaklandığı; yaklaşık %23’ünün ise araçlardan kaynaklandığı belirlendi. Sanayi kaynaklı enerji tüketimi %15 civarlarında bir katkı sağlarken; sanayi proseslerinin (F gazları hariç)  ve atık kaynaklı emisyonların ise sırası ile toplam emisyonların %3.1 ile %3.6’sını oluşturmakta olduğu hesaplandı.

Daha da detaylı bir incelemede kentteki en büyük emisyon kaynakları olarak dizel araçlar (%17) ve konutlardaki elektrik tüketimi (%15) ve konutlardaki doğalgaz tüketimi (%12) olarak belirlendi.

İSKİ’nin hane sayısı verilerine göre hanebaşına düşen emisyonlar 9.71 ton CO2 eşdeğer olarak hesaplanırken, kişi başına düşen emisyonlar 3.1 ton CO2 eşdeğer olarak hesaplandı.

Mümkün olduğu kadar resmi kaynaklardan elde edilen birincil verilerle yapılan çalışmanın bir diğer önemli katkısı da verilerin eksik kaldığı alanların tespit edilmesi oldu. Raporda, veri eksikliği sebebi ile dışarıda bırakılan ya da varsayımlara dayandırılarak hesaplamaya katılan alanlar hakkında bilgiye de yer verildi. Bu anlamda, bu çalışma sonraki çalışmalara yönelik sağlam bir tabanlık oluşturma özelliği de taşımaktadır.

Dünya Kaynaklar Enstitüsü, C40 ve ICLEI’nin ortak bir girişimi olarak kentlerin sebep olduğu sera gazı emisyonlarını hesaplamak ve raporlamak üzere hazırlanan Topluluk Emisyonları için Protokol Pilot Versiyon 1.0’un (Global Protocol for Community Scale Emissions Pilot Version 1.0) kullanıldığı çalışma İngiltere Büyükelçiliği’nin finansal desteği ile gerçekleştirilmiştir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için sera gazı emisyonlarını azaltma ve yönetmeye dair önemli bilgilerin elde edildiği çalışmanın İngilizce olarak hazırlanan özet raporuna aşağıdaki başlıklara tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Online Dergi versiyonu

PDF versiyonu

Yeşil İş Konferansı’nda su ayakizi buluşması

Yeşil İş Konferansı’nda su ayakizi buluşması

17-18 Eylül tarihlerinde Swiss Otel’de düzenlenen ve iş dünyasından pekçok katılımcıyı her sene bünyesinde buluşturan Yeşil İş Konferansı’nda bu sene su ayakizi ilk defa ele alındı. GTE Carbon’dan Zeren Erik ve ERM’den James Cadman gerçekleştirdikleri ortak sunumda su ayakizinin iş dünyası için önemine dikkat çekerken küresel hesaplama yöntemlerine ve metodolojileri hakkında bilgi verdiler.

Yeni su ayakizi kavramına değinen konuşmacılar, klasik anlamda birim ürün başına tüketilen su tüketim miktarının ötesinde; geliştirilen uluslararası metodolojilerde suyun kaynağının neresi olduğu, hangi mevsimde kullanıldığı ile coğrafi ve iklimsel risklerin de masaya yatırıldığının altını çizdiler. Bu doğrultuda, su ayakizi çalışmalarını gerçekleştiren kurumlar ciddi anlamda bir risk değerlendirmesinde bulunmakta; üretim planlarını ve mevzuat hazırlıklarını bu bulgulara göre revize edebilmektedirler.

Etkinlik sunumları için tıklayınız.

Havaalanlarında karbon ayakizi hesaplama ve yönetimi eğitimi gerçekleştirildi

Havaalanlarında karbon ayakizi hesaplama ve yönetimi eğitimi gerçekleştirildi  

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) işbirliği ile GTE Carbon olarak “Havaalanları Sera Gazı Hesaplama ve Yönetimi Hakkında” eğitim düzenlendik.

SHGM tarafından, havaalanlarında faaliyet gösteren kuruluşların çevreye ve insan sağlığına, verdikleri veya verebilecekleri zararların sistematik bir şekilde azaltılması ve mümkün ise ortadan kaldırılabilmesini amaçlayan “Yeşil Havaalanı” programı 2009 yılından bu yana uygulanmaktadır. Bu program çerçevesinde bugüne kadar 23 kuruluşun “Yeşil Kuruluş” sertifikası aldığı programa 2013 yılından itibaren sera gazı emisyonlarının hesaplanması ve raporlanması konusunda gereklilikler de eklemiştir.

1-3 Ekim 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitimde de bu yönde havaalanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarda sera gazı hesaplama ve raporlama konusunda kapasite geliştirmek amaçlanmıştır. SHGM, DHMI gibi kuruluşların yanı sıra yer hizmetleri, terminal işletmecileri, yakıt tedarikçileri gibi pekçok farklı sektörden temsilcinin bir araya geldiği eğitimde, operasyonların karmaşık bir yapıya sahip olduğu havaalanlarında kurumsal ve faaliyet sınırları konusunda grup çalışmaları da yapılarak farkındalık yaratılmıştır.

Etkinlik ve Yeşil Havalimanı konularında sağladığımız hizmetlerimizle ilgili olarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.[:]

Türkiye’de ilk olarak Soma’da uygulanacak olan bölgesel ısınma projesinin karbon sertifikasyonu süreci başlıyor

Türkiye’de ilk olarak Soma’da uygulanacak olan bölgesel ısınma projesinin karbon sertifikasyonu süreci başlıyor.

Soma Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü, termik santralin atık ısısından faydalanarak hayata geçirilecek olan bölgesel ısıtma projesi ile sağlanan emisyon azaltımının sertifikalandırılması konusunda GTE Carbon ile çalışacak. Ülkemizde bölgesel ısınma uygulamasının ilk olarak hayata geçirileceği proje, ülkemizde, karbon sertifikasyonu açısından da bir ilk olacak.

Avrupa’da yaygın olarak değerlendirilen, özellikle İskandinav ülkelerinde evsel ısıtmanın 50%’den fazlasını karşılayan bölgesel ısıtma sistemi ülkemizde ilk defa Soma’da hayata geçirilecek. Proje kapsamında Soma termik santralinin atık ısısının konut, kurumsal ve ticari binalar ile endüstriyel işletmelerin ısınma ve sıcak su ihtiyaçlarını daha ucuz maliyetle karşılaması planlanmaktadır. Abonelik başvurularının alınmaya başlandığı projede yaklaşık 25.000 konutun ihtiyaçlarına cevap verilebilecektir.

Proje öncesinde yaklaşık 200.000 ton kömürün evsel ısınma amaçlı olarak tüketildiği ilçede, konutların ve kurumların kömür tüketimlerinin azaltılması hedeflenmekte, buna bağlı olarak ilçede hava kalitesinin iyileşmesi beklenmektedir.

Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı Projesi Hibesi Onaylandı

Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı
Projesi Hibesi Onaylandı

Dünya Bankası tarafından oluşturulan “PMR- Partnership for Market Readiness” programı çerçevesinde Türkiye sera gazı emisyonlarının İzlemesi, Doğrulanması, Raporlanması (MRV) ve emisyon ticareti mekanizmaları konularında kapasite geliştirme ve pilot uygulamalar gerçekleştirmek amacı ile 3 Milyon Dolar’lık bir hibe alacaktır.

11 gelişmiş ülke ve Avrupa Komisyonu tarafından finansal olarak desteklenen ve Dünya Bankası tarafından yürütülen PMR, 2011 yılında, gelişmekte olan ülkelerin piyasa mekanizmalarından daha etkin faydalanmalarını sağlamak amacı ile kurumsal ve teknik kapasitelerinin arttırılmasına yönelik olarak başlatılmıştır.

Koordinasyonu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında Türkiye’de 2012 yılında yürürlüğe giren  “Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi, Doğrulanması ve Raporlanması” yönetmeliğinin uygulanmasına yönelik olarak çalışmaların yapılması ve emisyon ticareti pilot uygulamaları ile ülkemizde şeffaf ve etkin emisyon ticaret sisteminin temellerinin atılması hedefleniyor.

Konu ile ilgili linkler:
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Dünya Bankası
Türkiye Başvuru dokümanı

Karbon Piyasalarına Bakış

Karbon Piyasalarına Bakış

Karbon kredisi fiyatlarındaki durağan ve düşük seyir devam etmekte. Gönüllü piyasalarda Gold Standard krediler 2.5-3.5 EUR, VCS kredileri 0.5-1 USD dolaylarında. Geçen hafta, EU ETS EUA fiyatlarında bir miktar toparlanma ile fiyatlar 4-5 EUR aralığında gerçekleşirken,  en düşük seviyelerden alıcı bile bulmakta zorlanan CER fiyatları 0.5 EUR dolaylarında.

 

 

GTE Carbon, ERM ve İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte İstanbul’un emisyon ayakizini hesaplayacaklar.

GTE, ERM VE İTÜ ortaklığı ile İstanbul’un karbon ayakizinin hesaplanacağı projenin açılış toplantısı gerçekleştirildi.

Dünya nüfusunun %50’sini barındıran, enerji tüketiminin %80’ininden sorumlu olan kentler, bugün sera gazı emisyonlarının da başlıca kaynakları. Bu sebeple, iklim değişikliği ile mücadeledeki rolü giderek daha fazla önem kazanmaktadır. 15 milyona yakın nüfusu ile dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul da son yıllarda iklim değişikliği ile mücadelede adımlarını hızlandırmaya başladı. Mexico Kentler Paktı’nı imzalayan ve CDP-Kentler programına katılan İBB, adımlarını bilimsel bir çerçeveye oturtmak ve karbon azaltım yol haritasına altlık oluşturmak amacı ile kentin karbon ayakizini hesaplayacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinden katılımcıların bulunduğu açılış toplantısında konuşan Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Cevat Yaman, iklim değişikliği ve kentler ile ilgili belediyenin pekçok sözleşmeye taraf olduğu ve bu çalışmanın çıktılarının belediye için büyük önem arz ettiğini belirtti. GTE Direktörü Kemal Demirkol ise bugün özellikle belirli kentlerin marka değeri olduğunu ve iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma alanında yapılan faaliyetlerin bu çerçevede, kentlerin rekabet gücünü ve marka değerini arttıran unsurlar olarak öne çıktığını vurguladı. İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Alper Ünal ise bu projenin İstanbul’un sera gazı envanter raporunun hazırlanması, veri kalitesinin iyileştirilmesi ve iklim değişikliği eylem planına altlık oluşturması açısından büyük önem arz ettiğini ifade etti.

İngiltere Büyükelçiliği’nden sağlanan fonla, IBB adına projeyi yürütecek olan GTE’nin, yanı sıra dünyaca saygın çevre danışmanlık firması ERM ile iklim değişikliği ve hava kirliliği konularında örnek bilimsel projelere imza atan İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü de projede uygulayıcı kuruluş olarak yer alacak.

GTE Carbon ve ERM 9 Ocak 2013 tarihinde bir Su Ayakizi Hesaplama Webineri düzenledi.

9 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen su ayakizi webinerine ilgi yoğundu.  Internet ve telekonferans bağlantısı ile seyahat gerektirmeden gerçekleştirilen etkinlikte, GTE Carbon’da Projeler Müdürü olarak görev yapmakta olan Zeren Erik’in yaptığı açılış konuşmasından sonra Türkiye ve İngiltere’den konusunda uzman konuşmacılar yer aldı.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Su Verimliliği Araştırma ve Su Teknolojisi Şubesi görevini icra etmekte olan Selçuk Çoşkun’un istatistiki bilgilere dayanarak Türkiye’de su kaynaklarının durumu ve Bakanlık faaliyetleri ile ilgili bilgiler verdi. Falkenmark ve Shiklomanov sınıflandırmasına göre suyun az ya da su baskının olduğu ülkeler kategorisinde yer alan Türkiye’de ortalama su miktarı yaklaşık 1.600 m3/kişi/yıl. Türkiye’de akış miktarı ile nüfus yoğunluğu arasındaki dengesizliğe dikkat çekerek, nüfusun %28’ini barındıran Marmara Havzası’nın, Türkiye’deki akışın sadece %4’üne sahip olduğunu belirtti.

Karbon Saydamlık Projesi (CDP)- Su Birimi Başkanı olan Cate Lamb, özellikle hammadde tedariğinin ve üretimin kesintiye uğraması ve daha maliyetli bir hale gelmesi, su kalitesinin azalması ve yasal yaptırımların artması sebebi ile suyun özel sektör için iklim değişikliği kadar önemli bir konu olduğunu belirtti. Sürdürülebilir su yönetimi konusunda firmaların daha hızlı adımlar atması gerektiğini vurgulayan Lamb, dünyanın farklı yerlerinden gerek kuraklık gerekse yağış artışı sebebi ile zorluklarla karşılaşan firmalardan örnek verdi. Geçen sene $200 milyon dolar mertebelerinde zarara uğrayan firmalar olduğundan bahseden Lamb, sürdürülebilir su yönetimi konusunda kamu, sivil toplum ve özel sektör işbirliklerinin gerekliliğine dikkat çekti.

Coca-Cola İçecek Kurumsal İlişkiler Yöneticisi, Suna İpek Batu ise dünyada Coca-Coca üretim tesisleri içerisinde su verimliliği konusunda en iyi uygulama örneği olarak öne çıkan Coca-Cola İçecek’in Türkiye’deki tesislerinde 1 litre ürün başına kullanılan su miktarının 2011 yılında 1.42 litre olarak gerçekleştiğini belirtti. Coca-Cola’nın küresel ortalamasının şu anda 2.16 litre olduğu belirten Batu, 2020 için hedeflerinin 1.2 litre olduğu belirtti. İzmir fabrikasının Ağustos ayında 1.01 litre ile küresel olarak en verimli uygulama olduğunu vurguladı.

ERM’de kıdemli danışman olarak görev yapmakta olan Bryan Hartlin ise katılımcıları su ayakizi hesaplamada kullanılan farklı metodolojiler hakkında bilgilendirdi. Tedarik zinciri, kurumsal bazda ya da ürünler için yapılacak su ayakizi çalışmaları arasındaki farklara değinen Hartlin hangi verilere ihtiyaç olduğu hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

WEBİNER SUNUMLARINI GÖRMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ : 

Bryan Hartlin
Cate Lamb
Selcuk Coskun
Suna Ipek Batu
Zeren Erik 

Yaşar Holding 2020 yılına kadar emisyonlarını %15 azaltma hedefi belirledi.

2012 yılında GTE Danışmanlık ve ERM tarafından karbon ayakizi hesaplanan Yaşar Grubu şirketleri 2020 yılında birim üretim başına emisyonlarını 15% azaltma hedefi aldı. Bu hedefle Yaşar Grubu emisyon azaltım taahhüdü alan ilk yerli firma oldu.

3 Ocak 2012’de Çeşme Altın Yunus Otel’de Yaşar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş ve tüm Yaşar Grubu üst düzey yöneticilerinin katılımı ile açılış toplantısı yapılan Yaşar Grubu şirketlerinin karbon ayakizinin hesaplanması projesi Ocak-Mayıs 2012 tarihleri arasında başarı ile tamamlandı.

Çalışmaya dahil edilen Pınar Süt, Pınar Et, Pınar Su, Dyo Boya, Dyo Matbaa, Viking Kağıt, Desa Enerji, Çeşme Altın Yunus Otel, Yaşar Birleşik Pazarlama ve Çamlı Yem Besicilik firmalarının karbon ayakizi GTE ve ERM tarafından hesaplanmış ve her firma için karbon azaltım yol haritası dahilinde emisyon azaltıcı önlemler belirlenmiştir.

Bu çalışmanın sonucunda Yaşar Grubu şirketleri 2020 yılında birim üretim başına emisyonlarını 15% azaltma hedefi almış ve bu hedefle emisyon azaltım taahhüdü alan ilk yerli firma olmuştur.

Yaşar Grubu Sürdürülebilirlike Raporu’na ulaşmak için: http://www.yasar.com.tr/pdf/yasar_2011_surdurulebilirlik_raporu.pdf

Karbon Piyasalarında Son Durum

Doha görüşmeleri öncesinde rekor seviyelere gerileyen AB Emisyon Ticaret Sistemi EUA fiyatı ile “Temiz Kalkınma Mekanizması” sertifikaları olan CER fiyatları, Doha’da da piyasaya yönelik belirsizliklerin giderilmemesi sebebi ile düşüş halindeki seyrini devam ettiriyor. EUA’lar Aralık ayını €7.5/ton CO2 seviyelerinden kapatırken, CER fiyatları €1’nun altına indi.
Gönüllü piyasalarda da durum farklı değil. Gold Standard sertifikalarının satış fiyatı €4’nun altına inerken, VCS için fiyatlar €0.5-1 seviyelerinde seyrediyor. 2020 sonrasındaki iklim rejiminin kararlaştırılmasının beklendiği 2015’e kadar içeride piyasayı canlandıracak bir gelişme olmadığı sürece piyasaların bu şekilde devam edeceğini öngörebiliriz.