İstanbul Metropolitan Alanı Karbon Ayakizi – 2015 yılı Sera Gazı Envanteri

İstanbul‘da 2010 yılı için sera gazı envanteri hazırlandıktan sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (İSTAÇ) desteği ile birlikte 2015 yılı için sera gazı envanteri de tamamlanmıştır.

İstanbul’un 2015 yılı için GPC 2014 BASIC yaklaşımına göre hesaplanan toplam karbon ayakizi 47.340.725 tCO2 eşdeğer olarak hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar ile etkin bir “İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı” hazırlanması için 2015 yılı sera gazı envanterinin bu bağlamda yol gösterici bir bilgi kaynağı olmuştur. İlgili yöntemlerin ve kılavuzların (GPC 2014 Basic) son sürümlerine göre hazırlanan bu raporun 2010 yılına yönelik hazırlanmış olan bir önceki rapor ile beraber gelecek çalışmaların kalitesini ve eksiksizliğini arttırmaya yönelik sağlam bir temel oluşturmaya yönelik ikinci bir adım olduğu söylenebilir.

Proje Dokümanı | PDF | 2MB

İklim Değişikliğine Dirençli Termal Enerji Üretimi

İngiltere Büyükelçiliği Refah Fonu desteği ile EÜAŞ tarafından yürütülen ve GTE’nin danışmanlığını yaptığı “İklim Değişikliğine Dirençli Termal Enerji Üretimi” projesi çerçevesinde iklim değişikliğinin termik santrallerindeki elektrik üretimine etkisi üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

İklim değişikliğinin sonucu olarak artan hava ve su sıcaklığı ve su miktarındaki azalma ve artmalar, termik santrallerin verimini düşürmekte ve faaliyetlerinin kesintiye uğramasına neden olmaktadır. Oluşan ekonomik kayıpların ve arz güvenliğinde yaşanan sıkıntıların yanı sıra, düşen santral verimleri daha fazla yakıt tüketimine ve sera gazı salımına neden olmaktadır. Bu sebeple, iklim değişikliğinin enerji üretimine etkilerinin tespiti ve bu etkilerin azaltılmasına yönelik çalışmalar büyük önem kazanmaktadır. Bu proje kapsamında su ve enerji ilişkisinin EÜAŞ’a ait santraller seviyesinde detaylı olarak incelendiği, elektrik üretim sektöründe yönlendirici bir etki yapması beklenen bir rapor hazırlanmıştır.

Proje Dokümanı | PDF | 23MB

Büyük Menderes Havzasında Temiz Üretime Geçiş Stratejisi

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nce pilot havza olarak belirlenen Büyük Menderes’te, Entegre Havza Yönetimi yaklaşımı çerçevesinde su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir kullanımı ve su kalitesinin izlenmesi bir öncelik olarak belirlenmiş, nehir üzerinde WWF Türkiye tarafından yürütülen üç yıllık su kalitesi izleme çalışmasının çıktıları, ekolojik ve sosyo-ekonomik analizlerle birlikte “Büyük Menderes Havza Atlası” başlığıyla 2013 yılında yayımlanmıştır.

WWF Türkiye’nin bu perspektifle havzada yürütmekte olduğu çalışmaların bir sonraki hedefi, iyi örnek olarak “Su Koruyuculuğu” yaklaşımının hayata geçirilmesi olmuştur. Özel sektörün karşı karşıya bulunduğu su risklerinin farkına varmasını, bunları gidermeye yönelik önlemlerin geliştirilmesini ve su kaynaklarının korunması için kolektif hareketi teşvik eden Su Koruyuculuğu mekanizmasının havzada geliştirilmesi amacıyla 2017 yılında WWF Türkiye desteği, GTE ve Prof. Dr. Göksel Demirer (ODTÜ) tarafından Uşak, Denizli ve Aydın illerindeki tekstil ve deri sanayinde ‘temiz üretim’ sürecine geçişi destekleyici çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, Büyük Menderes Havzası’ndaki sektörel riskleri azaltmak amacıyla bölgedeki yüksek öncelikli tekstil firmaları için temiz üretim teknoloji olanakları araştırılmıştır

İstanbul Metropolitan Alanı Karbon Ayakizi – 2010 yılı Sera Gazı Envanteri

Tam adı “İBB’nin Sera Gazı Hesaplama Kapasitesinin Geliştirilmesi ve İstanbul’un Sera Gazı Envanterinin Oluşturulması” olan ve Birleşik Krallık Refah Fonu çerçevesinde desteklenen Proje kapsamında İstanbul’un karbon ayak izinin en güncel yöntemlere ve kılavuzlara göre hesaplanması ve raporlanması sağlanmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü, GTE, ERM ve İTÜ’den Doç. Dr. Alper Ünal tarafından 2013 yılında yürütülen çalışmayla İstanbul 2010 yılı Sera Gazı Envanteri hazırlandı. Proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için sera gazı emisyonlarını azaltma ve yönetmeye dair önemli bilgilerin elde edildiği bir çalışma olmuştur. Dünyanın en büyük megakentlerinden biri olan İstanbul metropolitan alanının 2010 yılı için karbon ayakizi 40,7 milyon tCO2 olarak açıklanmış olup, bu rakam İstanbul’un Türkiye’nin toplam sera gazı salımlarında %11’lik paya sahip olduğunu ortaya koymuştur. açıklanan karbon ayakizi uluslararası metodolojilere ve standartlara göre hazırlanan ve kamu ile paylaşılan ilk rapor olma niteliğini taşımaktadır.

Proje Dokümanı | PDF | 13MB

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Enerji Sektöründe İklim Dayanıklılığı: Türkiye – Risk Değerlendirmesi ve Yatırım İhtiyaçları

GTE, proje liderliğini yürüten Tractebel Engie ile birlikte, 2016-2017 yıllarında gerçekleştirilen EBRD tarafından desteklenen projede, iklim değişikliğinin Türkiye’deki enerji üretimi ve iletim sistemleri üzerindeki potansiyel etkilerinin ve miktarının belirlenmesi hedeflemiştir.

Projenin amacına uygun olarak enerji sektöründeki iklim kırılganlıkları için teknik ve ekonomik olarak en uygun çözümlere ilişkin ilk değerlendirmeler yapılmış olup, Türkiye’de enerji üretimi için su yoğunluğu metodoloji geliştirilmesi ve ülke düzeyinde değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında vaka çalışmalarının yanısıra, ulusal bir çalıştay düzenlenmiştir.

MidSEFF III

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) 2011 yılında orta ölçekli sürdürülebilir enerji yatırımlarına (yenilenebilir enerji (RE), atık enerjiye (WtE)) finansman sağlamak amacıyla Orta Ölçekli Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı’nı (MidSEFF) başlatmıştır. Aynı yıl, EBRD ve Avrupa Yatırım Bankası’nın eş finansmanıyla program MidSEFF Faz II olarak genişletilmiş ve sağlanan toplam fon 1 milyar Euro’ya getirilmiştir. MidSEFF Faz I ve II kapsamındaki fonların tahsis edilmesinden sonra MidSEFF III hazırlanmıştır. MidSEFF III, yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği yatırımlarına 500 milyon Euro taahhüt etmiştir. Programın amacı, Türkiye’deki yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği yatırımları için gerekli finansman boşluklarını doldurmak, uygun teknolojilerin teknik değerlendirmesinde bankaların becerilerini geliştirmek ve bankaları orta ölçekli yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği yatırımlarının değerlendirilmesinde AB’nin çevresel ve sosyal standartlarına uygunluğu artırmak olarak belirlenmiştir.

Projenin amacı, programın uygulanmasının desteklenmesidir. Proje kapsamında, alt projelerin AB çevresel ve sosyal standartlarına uygunluğunun sağlanması, becerilerin yerel uzmanlara ve katılımcı finans kurumlarına aktarılarak AB çevresel ve sosyal ile sağlık ve güvenlik standartlarını uygulayan alt projelerin çoğaltılabilmesinin sağlanması, yenilenebilir enerji ve kaynak verimliliği projelerini geliştirmek ve izlemek için katılımcı finans kurumlarının desteklenmesi hedeflenmiştir.

Proje, 2016 yılında MWH, GTE ve Frankfurt School of Finance & Management GmbH (FsF) konsorsiyumluğunda yürütülmüştür. GTE projede, alt projelerin karbon potansiyelinin geliştirilmesi, endüstriyel müşteriler için karbon ayakizi analizi, İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV) konusunda destek verilmesi, paydaşlara ve katılımcı finans kurumlarına karbon ile ilgili eğitimler verilmesi faaliyetlerini yürütmüştür.

Sütaş Biyogaz Tesislerinde Demir Oksit Atıklarının Kullanım Koşullarının Araştırılması

GTE, EBRD tarafından desteklenen Turkey Material Marketplace (TMM) Ar-Ge projesini Sütaş A.Ş. ile 2019 Nisan ayında tamamlamıştır.Projede, SÜTAŞ A.Ş.’nin biyogaz tesislerinde H2S tutucu madde olarak kullanılan FeCl3 yerine, metal işleme endüstrisinden kaynaklanan demir oksit atıklarının kullanılması değerlendirilmiştir. Bu kapsamda Beyçelik Gestamp A.Ş.’den alınan atık numunelerde analizler gerçekleştirilmiş ve Sütaş biyogaz tesisinde denemeleri yapılan uygulamanın GTE tarafından fizibilitesi çalışılmıştır.

Geliştirilen Ar-Ge projesinde elde edilen sonuçlara göre, mevcut durumda atık depolama alanlarına giden atığın değerlendirilebilme potansiyeli olduğu görülmüştür. Projenin hayata geçirilmesi ile yılda toplam 324 ton demir oksit atığı kullanılabilecektir. Önerilen endüstriyel simbiyoz uygulaması, 3,4 yıllık geri ödeme süresi ile yıllık net 78.450 € tasarruf getirecektir. Türkiye’de faaliyette olan 85 biyogaz tesisi bulunmakla beraber hızla büyüyen biyogaz pazarı düşünüldüğünde, biyogazda iyileştirici kimyasallara olan talebin de yakın gelecekte daha da artması beklenmektedir.

İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı Yol Haritası ve İyi Örnekler

Türkiye ve Avrupa’nın en kalabalık şehirlerinden biri durumunda olan İstanbul için 2013 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı’nın finansal desteği ile İBB Çevre Koruma Müdürlüğü Başkanlığı’nda GTE ve ERM tarafından detaylı bir çalışma kapsamında iklim değişikliği eylem planı yol haritası hazırlanmıştır.

İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı’nın kapsamının ve zaman planının ayrıntılı olarak belirlenmesinin hedeflendiği proje kapsamında, iklim değişikliği eylem planı kapsam ve içeriği, planlama ve geliştirmede kullanılabilecek yaklaşımlar, paydaş analizleri, uygulama, izleme ve performans değerlendirme gibi konular ele alınmıştır. Ayrıca, dünyada iklim değişikliği eylem planına sahip diğer kentler de incelenerek analizi yapılmış ve sürdürülebilirlik ve iklim dostu uygulamalar derlenerek başarılı örnekler belediyeye sunulmuştur.

İzmir’de Eko-Endüstriyel Park Dönüşümü: Yeşil İAOSB Projesi

İzmir Kalkınma Ajansı’dan (İZKA) alınan fizibilite desteğiyle İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) yönetimi tarafından yürütülmekte olan ve GTE’nin danışmanlığını yaptığı “İzmir’de Eko-Endüstriyel Park Dönüşümü: Yeşil İAOSB Projesi” 2019 Aralık ayında tamamlanmıştır.

Projede, İAOSB’nin bir Eko-Endüstriyel Park (EEP) yapısına dönüştürülmesi amacına uygun olarak İAOSB’ye uygun teknik uygulama olanaklarının belirlenmesi ve sürdürülebilir bir yönetim modelinin ortaya koyulması hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında İAOSB’de öne çıkan gıda, tekstil, kimyasal, plastik, metal ve motorlu kara taşıtı sektörlerinde faaliyet gösteren 170 firma ile telefonda gerçekleştirilen ön görüşmeler sonucu 57 firmaya saha ziyareti gerçekleştirilmiş ve anket kapsamında sorular yönetilmiştir.

Proje kapsamında yürütülen faaliyetler ile çevresel, ekonomik, sosyal boyutlarda ve sürdürülebilir yönetim modeli boyutunda konular ele alınmıştır. Fizibilitesi yapılan projelerin hayata geçmesi durumunda elde edilebilecek çevresel kazanımlara bakıldığında; yıllık yaklaşık 3 milyon m3 su tasarrufu ve 795 MWh enerji tasarrufu öngörülmektedir. Elde edilebilecek ekonomik kazanımlar ise yaklaşık gerekli yatırımların maliyetinin yaklaşık 4,8 milyon ABD doları olmasıyla yaklaşık 4,8 yılda amorti edebilir olduğu belirlenmiştir.

Proje İnfografiği | PDF | 1MB

İstanbul İklim Değişikliği Risk, Fırsat ve Kırılganlıklar

İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı (İİDEP) kapsamında yapılan çalışmanın amacı sera gazı emisyonlarının kent bütününde azaltılmasına paralel olarak aynı zamanda iklimsel risklere en uygun önlemleri almak ve kente iklim değişikliği tehlikelerine dirençli bir yapı kazandırmaktır.

Proje kapsamında, İİDEP’in önceki iş paketlerinde elde edilen bilgiler değerlendirilmiş, bölgedeki ilgili alan, sektör ve paydaşlar için bölgesel haritalama ve veri analizi dâhil olmak üzere, ortaya çıkabilecek risk, fırsat ve kırılganlıklar belirlenmiştir. İklimsel değişimlerin İstanbul’daki kritik altyapıları hangi derecede tehdit ettiği değerlendirilmiş, sektörler ve kritik altyapı için bir risk derecelendirmesi yapılmıştır.

Proje Dokümanı | PDF | 7MB


İ