“İklim Dostu Erzurum” – Proje Kapanış Toplantısı 3 Kasım’da yapıldı

Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın finansal desteği ve Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi öncülüğünde “İklim Dostu Erzurum: Erzurum İli Karbon Yönetimi Ve Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı Önçalışması” tamamlanmıştır. 3 ay süren proje, GTE Carbon tarafından yürütülmüştür. Proje çerçevesinde, Erzurum İli’nin uluslararası standart ve kılavuzlara göre karbon ayakizi hesaplanmış ve raporlanmıştır. Ayrıca, Avrupa Belediye Başkanları Akti (Covenant of Mayors) tarafından üye kentlerden talep edilen Emisyon Azaltım Eylem Planı ve Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı önçalışması da kente yol gösterici olması hedefi ile hazırlanmıştır.

Proje hakkında Erzurum İli ve çevresinde farkındalık yaratmak, bilgi paylaşımı ve görüş alış-verişini sağlayabilmek, ayrıca, sonra yapılabilecek çalışmaları görüşmek amacı ile kapanış toplantısı düzenlenmiştir. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin konuk olarak katıldığı toplantıda, geçmiş yıllarda Erzurum’da enerji verimliliği ve hava kalitesi alanlarında yapılmış çalışmalar da aktarılmıştır.

Toplantı sunumlarına aşağıda belirtilen sunum başlıklarından ulaşabilirsiniz.

Gündem

14:00-14:15 Açılış Konuşmaları
14:15-14:30 İklim Değişikliği ve Kentler

Doç. Dr. Zeynep EREN
Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Yöneticisi

14:30-14:45 Erzurum’un Karbon Ayakizi ve Çalışma Sonuçları

Zeren ERİK
Projeler Yöneticisi, GTE Carbon

14:45-15:00 Türkiye’den Örnek Şehir:

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde İklim ve Enerjide Sürdürülebilirlik Çalışmaları

Esra ERGÜN
Çevre Mühendisi

15:00-16:00

 

Erzurum’da Enerji Verimliliği ve Hava Kalitesi Konusunda Yapılan Çalışmalar

Erzurum’da Binalarda Enerji Verimliliği Teşviği Projesi

Bülent CİNDİL
Binalarda Enerji Verimliliği Uzmanı

Atatürk Üniversitesi’nde Güneş, Kojen/Trijen ve Verimli Sokak Aydınlatması Fizibilite Çalışması

Arif KUNAR
Yönetici Ortak, VEN ESCO

Erzurum Temiz Hava Eylem Planı

İsmail Yusuf GÖDEKMERDEN
Çevre Mühendisi, Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

16:15 Soru- Cevap ve Kapanış

Yeşil Havaalanı ve Karbon Yönetimi İyi Uygulamaları

Yeşil Havaalanı projesi, Birleşik Krallık Refah Fonu (UK Prosperity Fund) tarafından desteklenmiştir. Havaalanlarından kaynaklanan emisyonlar, havaalanlarında karbon yönetiminin adımları ve iyi uygulama örneklerine yer verilen Havaalanlarında Karbon Yönetimi İyi Uygulamaları raporu 2013 yılında yayınlanmıştır.

Havaalanlarının envanterler ile karbon salımlarını tespit etmesi, bu etkinin azaltılması için karbon yönetim planlarıyla uzun vadeli atılacak adımları belirlemesi, bu hedeflere erişebilmek için havayolu şirketleri, sivil toplum, araştırma kuruluşlarıyla yürüttükleri ortak azaltım çalışmaları havaalanlarının verimliliğine katkı sağlayacak olup, Türkiye’de yürütülen Yeşil Havaalanı Projesi bu alanda atılan en önemli adımlardan biri olarak yer almıştır.

Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik’ e GTE Carbon ile Hazırlanın

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Sera Gazı Emisyonlarının Takibi (SGET),  Hakkında Yönetmelik” 17 Mayıs 2014 tarih ve 29003 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2012 yılında yürürlüğe konmuş olan yönetmeliği geçersiz kılan yeni yönetmelik çerçevesinde kapsam dahilinde olan tesisler 1 Ekim 2014 tarihine kadar izleme planlarını onaylanmak üzere Bakanlığa iletmekle yükümlüdürler. Bu tesisler, 1 Ocak 2015 tarihinden başlayarak yıllık sera gazı emisyonlarını izleyecekler ve 30 Nisan 2016 tarihine kadar doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporlarını Bakanlığa sunacaklardır.

Bu kapsam dahilinde, sadece izleme raporlarının hazırlanması değil, yıllık raporlamaların da kolay, doğru ve tutarlı bir şekilde hazırlanmasına yönelik olarak tesislere ihtiyaçları doğrultusunda kapsamlı çalışmalar sunan GTE Carbon, uzman ekibi ile  aşağıdaki konularda hizmet sunmaktadır:

–          İzleme planlarının hazırlanması

–          Yıllık emisyon raporlarının hazırlanması

–          Yönetmelik boşluk analizinin yapılması

–          Veri toplama, izleme ve muhafaza sistemleri hakkında danışmanlık

–          Eğitim

GTE Carbon, bugüne kadar farklı pek çok sektörden 40’a yakın firma ile 80 kadar emisyon azaltım ve karbon ticareti projesi gerçekleştirmiş, 20 kadar SGET/ EU ETS, ISO 14064 ve CDP raporlaması çerçevesinde proje yürütmüştür. 2012 yılından bu yana SGET kapsamında hizmet veren firmamız, başta enerji, kağıt ve gıda olmak üzere tesislere mevzuata hazırlık çalışmaları konusunda destek vermiş; tesis izleme raporları hazırlamış ve ilgili personele kapsamlı eğitimler vermiştir.

Sera Gazı Emisyonları Takibi İle İlgili Broşür için TIKLAYINIZ.

Yönetmelik hakkında detaylı bilgi almak için GTE Carbon ile İLETİŞİM‘e geçebilirsiniz.

Sıfır Karbonlu Elektrik ve Yeşil Enerji Sertifikaları

[:tr]“Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliği” kapsamında, günümüzde birçok elektrik tüketicisi, tedarikçisini seçme şansına sahip olmuştur. EPDK tarafından, 2014 yılı tanımına göre serbest tüketici limiti 4 bin 500 kilovatsaate düşürüldü. Bu limitin üstünde elektrik tüketimi gerçekleştiren serbest tüketiciler, tedarik lisansı sahibi tüzel kişilerden, elektrik enerjisini dağıtım şirketlerine göre daha ucuza temin edebilmekteler.

Fiyat avantajının yanı sıra, bu sistemin devreye alınması ile sağlanan bir fayda da tüketicilerin satın aldıkları elektrik ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmaları ve temiz enerji talep edebilmeleri. Özellikle, karbon ayakizi azaltımı yapmayı hedefleyen ve LEED, BREAM gibi yeşil bina sertifikası edinmek isteyen kurumlara avantaj sağlayan bu sistem ile birlikte “sıfır karbonlu elektrik tüketiyoruz” şeklindeki ibarelere sıkça rastlar olduk.

I-REC’in (Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası) ve Avrupa yenilenebilir enerji etiketi EKOenergy Türkiye Temsilciliğini yürüten, GTE Carbon olarak “sıfır karbonlu enerji” tüketimini doğruları ve yanlışları ile ele alalım. Hemen belirtmekte fayda var ki, tüketicilere sertifikalı yenilenebilir enerji tedariki sağlayan EKOenergy, I-REC sistemini de artık tanıyor. Bu sistemde, Türkiye’den

I-REC’e kayıtlı tedarikçilerden elektrik temin eden kurum ve kuruluşlar LEED puanlamasında 6 puana kadar avantaj elde edebiliyorlar.

Güneşten Ormanlar Projesi

Ege Orman Vakfı’nın hayata geçirdiği “Güneşten Ormanlar’ projesi kapsamında, 500 kilowatlık Güneş Enerji Sistemi kuruluyor. Projenin karbon sertifikasyonu GTE Carbon tarafından yürütülecek.

Ege Orman Vakfı’nın İzmir Kalkınma Ajansı’ndan (İZKA) destek alarak hayata geçirdiği “Güneşten Ormanlar’ projesi kapsamında, üretilen elektriğin bir bölümü ile Menderes-Oğlananası’nda bulunan 30 bin ağaçlık vakfa ait zeytinliğin tarımsal sulaması için kullanılacak; ihtiyaç fazlası üretilen elektrik de GEDİZ EDAŞ’a satılacak. Elde gelir ile yeni orman alanları oluşturulacak. “Solar for Forests” (Ormanlar için Güneş) adı ile Gold Standard’a karbon sertifikasyonu için de başvurmuş bulunan projenin, Türkiye’de bir sivil toplum kuruluşu tarafından geliştirilen ve güneş enerjisi alanında sertifika elde etmesi beklenen ilk proje olması bekleniyor.

İklim Değişikliğinin Termik Santral Verimliliğine Etkisi Araştırılacak

İklim değişikliği kaynaklı etkilerin termik santral performans kriterlerinde yaratabileceği olumsuz etkilerin araştırılmasının hedeflendiği proje çalışması başlatılmıştır. Proje çıktılarının elektrik üretim tesisi yatırımları, mevcut tesislerin rehabilitasyonu ve uyum açısından dikkate değer sonuçlar vermesi ve ülkemiz iklim kuşağındaki ülkeler için de rehber olması beklenmektedir.

EÜAŞ termik santrallarından tesis yeri, teknoloji ve kondense soğutma tipi temelinde yapılan seçimle belirlenen tesisler üzerinde durum çalışması ve risk değerlendirmesi yapılacaktır.Özellikle su varlıklarına bağlı değişikler ile aşırı hava olaylarına bağlı riskler üzerinde detay çalışma yürütülecektir. Projenin, Türkiye’deki tüm termik enerji üreticileri için önemli çıktılar sunması beklenmektedir.

EÜAŞ ve GTE Carbon ortaklığında yürütülecek projede türbin kondense soğutma suyu olarak kullanılan su kaynaklarında görülebilecek yüzey sıcaklık artışı, yüksek buharlaşma kaybı, ortam sıcaklığının ortalamaların üzerinde seyretmesi ve benzeri olumsuzluk ve kısıtların santral işletmelerinde yaratacağı verim ve üretim kaybı risk değerlendirmesi çalışılacaktır. Proje sonuçlarının elektrik arz güvenliği bağlamında farkındalık yaratacağı beklenmektedir.

Dünyada, iklim değişikliği adaptasyonu anlamındaki iyi uygulamalar, strateji ve mevzuat çalışmalarının da inceleneceği çalışma sonunda suya bağlı riskler ve iklim değişikliğine uyum konusunda teknik ve stratejik önlemlerden meydana gelen öneriler sunulacaktır. Çalışma kapsamında, iki kömürlü termik santral detaylı analize tabi tutulacak ve bir anlamda termik santrallerin su ayakizi örneği ortaya konacaktır.

Projemiz, İngiliz New Caste Universitesi İnşaat Mühendisliği ve Yer Bilimleri Bölümü’nden akademisyenler ve Dünya Bankası’na danışmanlık yapan risk değerlendirme uzmanları ile ortaklaşa yürütülecektir. Proje finansmanı, İngiltere Büyükelçiliği, Refah Fonu tarafından sağlanmaktadır.

Egemen Metalurji, Sera Gazı Yönetmeliği’ne GTE Carbon ile hazırlanıyor

Egemen Metalurji, “Sera Gazı Emisyonlarının Takibi (SGET) Hakkında Yönetmelik” kapsamında emisyon izleme raporunu GTE Carbon ile oluşturacak.

Payas Organize Sanayi bölgesinde 35.000m2 alan üzerine kurulu ve işletme üretim kapasitesi 300.000 ton/yıl olan entegre çelikhane ve haddehaneden oluşan tesis Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 17 Mayıs 2014 tarih ve 29003 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren SGET Hakkında Yönetmelik kapsamında sera gazı izleme raporunun hazırlanması çalışmalarına başlamıştır.

Yönetmelik kapsamında giren tesisler en geç 1 Ekim 2014 tarihine kadar izleme planlarını onaylanmak üzere Bakanlığa iletmekle yükümlü olmakla birlikte, 2015 yılı boyunca bu izleme planı doğrultusunda yıllık sera gazı emisyonlarını izleyecekler ve 30 Nisan 2016 tarihine kadar doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporlarını Bakanlığa sunacaklardır.

Uzman GTE Carbon ekibi ile emisyon izleme planlarının hazırlanması ötesinde Egemen Metalurji, veri yönetimi, sayaç kalibrasyonları ve mevzuata iyi hazırlanılması yönünde kapsamlı bir çalışma gerçekleştirecektir.

Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik

Bildiğiniz üzere, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Sera Gazı Emisyonlarının Takibi (SGET),  Hakkında Yönetmelik” 17 Mayıs 2014 tarih ve 29003 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2012 yılında yürürlüğe konmuş olan yönetmeliği geçersiz kılan yeni yönetmelik çerçevesinde kapsam dahilinde olan tesisler 1 Ekim 2014 tarihine kadar izleme planlarını onaylanmak üzere Bakanlığa iletmekle yükümlüdürler. Bu tesisler, 1 Ocak 2015 tarihinden başlayarak yıllık sera gazı emisyonlarını izleyecekler ve 30 Nisan 2016 tarihine kadar doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporlarını Bakanlığa sunacaklardır.

Bu kapsam dahilinde, sadece izleme raporlarının hazırlanması değil, yıllık raporlamaların da kolay, doğru ve tutarlı bir şekilde hazırlanmasına yönelik olarak tesislere ihtiyaçları doğrultusunda kapsamlı çalışmalar sunan GTE Carbon, uzman ekibi ile  aşağıdaki konularda hizmet sunmaktadır:

–          İzleme planlarının hazırlanması

–          Yıllık emisyon raporlarının hazırlanması

–          Yönetmelik boşluk analizinin yapılması

–          Veri toplama, izleme ve muhafaza sistemleri hakkında danışmanlık

–          Eğitim

GTE Carbon, bugüne kadar farklı pek çok sektörden 40’a yakın firma ile 80 kadar emisyon azaltım ve karbon ticareti projesi gerçekleştirmiş, 20 kadar SGET/ EU ETS, ISO 14064 ve CDP raporlaması çerçevesinde proje yürütmüştür. 2012 yılından bu yana SGET kapsamında hizmet veren firmamız, başta enerji, kağıt ve gıda olmak üzere tesislere mevzuata hazırlık çalışmaları konusunda destek vermiş; tesis izleme raporları hazırlamış ve ilgili personele kapsamlı eğitimler vermiştir.

17 Mayıs 2014’te yayımlanan yönetmeliğin ardından firmaların beklediği “İzleme ve Raporlama Kılavuzu” ile ilgili Tebliğ ile izleme raporuna ait formatın, yakında Bakanlık tarafından yayınlanması beklenmektedir.

Yönetmelik hakkında detaylı bilgi almak için GTE Carbon ile İLETİŞİM‘e geçebilirsiniz.

İklim Değişikliği Müzakereleri- COP 19

İklim Değişikliği Müzakereleri- COP 19

2009 yılında Kopenhag’da başarısızlıkla ve Kyoto sürecinin sekteye uğraması ile beklenti seviyeleri iyice düşen İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar Konferansı’nın 19.’su (COP-19) 11- 22 Kasım 2013 tarihlerinde Polonya’nın Varşova kentinde gerçekleştirildi.

190 ülkeden 9.000 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen zirve, eşzamanlı olarak Varşova’da düzenlenen “İklim ve Kömür Zirvesi”nin gölgesinde başladı. Gelişmiş ülkelerle iklim finansmanı, yeni piyasa bazlı mekanizmalar ve zarar-kayıp telafi mekanizması gibi konularda çıkmazlara giren tartışmalar, Avusturalya ve Japonya’nın emisyon azaltım hedefini daha düşük düzeylere çekmesi ile birlikte en tepe noktasına vardı. Bunun üzerine G77 Ülkeleri, Çin ve sivil toplum örgütleri toplantıyı terk ettiler.

Türkiye de zirveye hiçbir resmi temsilci göndermemesi, İklim Değişikliği Dairesini kapatması sebebi ile “Günün Fosili” ülkeler arasındaki yerini aldı.

COP-19’un amacı Durban Yol Haritası’nda kararlaştırıldığı gibi 2020’den itibaren yürürlüğe konması beklenen “protokol, yasal doküman ya da kararlaştırılmış bir sonuç hakkında rapor oluşturmaktı.

Zirveden öne çıkan bazı başlıklar ve gelişmeler şöyle:

  • “Taahhüt” (commitment)  sözcüğü yazılı metinlerden çıkarılarak “katkı” (contribution) kelimesi kullanılmaya başlandı. Ülkelerin hedef süreleri de esnek olabilecek. Bu da, 2015’te Paris’te kesinleşmesi beklenen ve 2020’den itibaren geçerli olacak iklim rejiminde Kyoto Protokolü gibi yasal olarak bağlayıcı yükümlülükler yerine, ülkelerin kendi politika ve ekonomilerine uygun “katkılar” ile bir ulusal program ortaya koyacağı durumunu biraz daha güçlendiren bir gelişme.  Hali hazırdaki politikalar ile ortalama yaklaşık 4 derecelik bir sıcaklık artışına doğru giden dünyamızda (“güvenli” artış seviyesi 2 derece), liderler yine bilimin ortaya serdiği gerçeklere ve uyarılara kulak tıkamış oldular.
  • Bu çerçevede, 2020’den itibaren artık bütün ülkeleri içine alan bir sistemin kurulması bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerin katkılarını “NAMA” (ulusal olarak uygun azaltım eylem planları) dahilinde sunmaları ve şeffaf bir MRV (izleme, raporlama, doğrulama) sistemi ile finansman desteği alabilmeleri planlanıyor.
  • Tarihsel olarak emisyonlardan sorumlu olan gelişmiş ülkelerin, şu anda iklim değişikliğinin etkilerini güçlü bir şekilde yaşayan ancak tedbir almak ve uyum çalışmaları gerçekleştirmek için yeterli kaynağa sahip olmayan az gelişmiş ya da fakir ülkelerin kayıp-zararlarının telafi edilebilesine yönelik olarak “kayıp-zarar telafi fonu” oluşturulması üzerine ortak bir metin zirvenin son gecesi oluşturulabildi. Buna göre, 2014 yılından itibaren kalkınmış ülkelerin iklim değişikliğinden zarar gören ülkelere bilgi ve fon aktarmaya başlamasını öngörülüyor ancak çok net ifadelerin olmadığı metin sebebi ile bu konudaki beklentiler de düşük.
  • Yeni piyasa tabanlı mekanizmalar konusunda gelişme kaydedilemedi.
  • Her zaman olduğu gibi gelişmiş ülkelerin resmi sözcüleri, zirveyi “2015’te anlaşmaya varılması kararlaştırılan yeni anlaşmanın yol haritasını oluşturmada zor ama kilit konularda başarılı” olarak tanımlarken sivil toplum kuruluşları ile az gelişmiş ülkeler sonucun 2015 için umut vaat etmediklerimi ifade ettiler.
  • Karbon piyasaları açısından bakıldığında zirve, piyasanın toparlanmasına yardımcı olabilecek sinyaller vermekten uzaktı. Bu durumda, özellikle 2011’den bu yana düşüş eğiliminde olan karbon piyasalarının, ülkemizde ya da dünyada büyük bir sürpriz olmaz ise,  en iyi ihtimalle 2015 zirvesine kadar bu trendi devam ettirebileceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.

Düşük Karbonlu Yerel Yönetimler ve Karbon Finansmanı

Düşük Karbonlu Yerel Yönetimler ve Karbon Finansmanı

GTE Carbon ve Marmara Belediyeler Birliği, 2 Aralık 2013 tarihinde ‘‘Düşük Karbonlu Yerel Yönetimler ve Karbon Finansmanı’’ konulu bir seminer düzenledi.

Marmara Belediyeler Birliği üyesi olan yerel yönetimlerden yaklaşık 50 temsilcinin katıldığı seminerde,  iklim dostu alt ve üst yapı sistemlerinin yaygınlaştırılması, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği gibi projelere ek gelir sağlayabilecek bir uygulama olan karbon finansmanı hakkında bilgilendirilme yapılmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyeleri iklim değişikliği ve enerji yönetimi konularında yaptıkları çalışmaları aktardılar.  Latin Amerika kentlerinden örneklerin de yer aldığı seminerde aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadelede inovatif yaklaşımlar da ele alınmış, IBM Smarter Cities Programı Satış Yöneticisi Ahmet Can Sezgin de sunumunda dünyanın farklı kentlerinde gerçekleştirilen uygulamaları tanıtmıştır.